Hemen Çıkma Oranı Nasıl Düşürülür?
Hem Google sıralamanızı hem de Alexa değerinizi yakından ilgilendiren Hemen Çıkma Oranı oldukça önemli metrik. Hemen Çıkma Oranı ne kadar düşükse o kadar başarılısınız demektir.
Eğer kullanıcılar sitenizde gezinti yapmadan sadece bir gönderi okuyorlarsa, bu kullanıcılar asla geri gelmeyebilir. Peki bu durumun önüne nasıl geçebilirsiniz, Hemen Çıkma Oranı’nızı nasıl düşürebilirsiniz, birazdan bunlara dair ipuçlarını vereceğim. Asıl konuya geçmeden önce Hemen Çıkma Oranı’nın (Bounce Rate) tanımına yer vermek isterim.
“Hemen Çıkma Oranı” (Bounce Rate) nedir?
Hemen Çıkma Oranı, ziyaretçilerin sadece bir sayfayı görüntüledikten sonra sitenizden çıkma yüzdesidir.
Ama Hemen Çıkma Oranı bir sayıdan daha fazlasıdır. Çünkü yeni okuyucuların harekete geçmesini isteriz; e-mail listenize kayıt olmak, satın alma yapmak veya sizi sosyal medya üzerinden takip etmek gibi. Birden fazla gönderi okuyan ve sitenizi keşfetmek için zaman harcayan kullanıcılar, bunları yapmayanlara göre satın alma yaparken veya kendi e-mail adreslerini verdikleri için size güvenme olasılıkları yüksektir.
Bir siteyi ilk ziyaretinizde özellikle belirli bir bilgi aradığınız zaman veya satın almayı düşünürken, nasıl etkileşimde olduğunuzu düşünün.
Bir veya iki gönderiyi kontrol edersiniz, eleştirileri veya görüşleri okursunuz ve hakkımızda ve geçmiş gönderileri gözden geçirirsiniz.
Bu zamana kadar ziyaret ettiğiniz bir gönderiye baktıktan sonra, çıktığınız veya hiç bakmadan çıktığınız siteler hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi ne uzaklaştırdı? Karmaşık bir tasarım, otomatik oynayan bir video ödünüzü mü patlattı… Hayır! Çok fazla reklam, pop-up’lar, aradığınız şeyi bulamamak veya daha fazla bilgi için nereye bakacağınızı bilmemek olabilir mi? Tabii ki evet!
Başkasının sitesinde sizi bir okuyucuya, aboneye veya alıcıya çeviren şeyler, hedef kitlenizi dönüştürmek için gerekli şeylerle aynıdır aslında. İşin sırrı bu kadar nettir.
Peki, iyi bir “Hemen Çıkma Oranı” kaçtır?
Sitenin türüne göre değişiklik gösterir ama hedef olarak %60 Hemen Çıkma Oranı iyi bir sayıdır.
İçerik odaklı siteler örneğin bloglar gibi, içerik bakımından kaliteli olmalarına rağmen daha yüksek hemen çıkma oranına (%90’a yakın olabilir ) sahip olma eğilimindedirler. Çünkü okuyucular burada aradığı şeyi bulduktan sonra okur diğer sayfayı gezme eğilimi pek göstermez. Hizmetler veya ürün odaklı siteler; kendizi her bir parçaya bakmaktan alı koyamadığınız kıyafet siteleri gibi, %10 ile %40 arasında hemen çıkma oranına sahip olabilirler.
Hemen Çıkma Oranı Neden Önemlidir?
Hemen çıkma oranının yüksek olması siteye giriş yapan ziyaretçilerin sayfadan haz almadığı ve gezinmeleri için yeterince teşvik edilmediğini gösterir. Oysaki pazarlama stratejisinin başarılı sonuçlar verebilmesi için ziyaretçilerin müşteriye dönüşümünün sağlanması gerekir. Bu nedenle bu tür tek sayfalık oturumlar, web sitesinin başarısız olduğunu ve pazarlama faaliyetlerinin yanlış bir şekilde gerçekleştirildiğini göstermektedir.
Bu nedenle hemen çıkma oranı nasıl düşürülür, sorusuna doğru cevapların bulunması ve bu cevaplar üzerinden yeni bir pazarlama stratejisi oluşturulması gerekir.
Hemen Çıkma Oranı Nasıl Hesaplanır?
Bounce rate olarak da bilinen hemen çıkma oranının hesaplanması ve sitenin başarısının değerlendirilmesi oldukça kolaydır. Hesap için şu formül uygulanır:
Hemen Çıkma oranı = Tek sayfalık oturumlar / Toplam oturum sayısı
Şayet bu oran ideal hemen çıkma oranından yüksek ise hemen çıkma oranı nasıl düşürülür, sorusunun çözümleri incelenmeli ve problemin üstesinden gelinmelidir. Çünkü bir web sitesinin başarısından söz edilebilmesi için ziyaretçilerin hemen platformdan ayrılmak yerine, sitede gezinmeleri gerekir. Böylece ziyaretçilerin potansiyel müşteri olması ve dönüşüm yapmaları sağlanır.
“Hemen Çıkma Oranını” (Bounce Rate) Düşürmek İçin 9 Yöntem
1) Kaliteli Bir Niş Site
Belirli bir konu üzerine yoğunlaşmış içerik sitelerinin sağladığı tüm bilgiler ilişkili olduğu için kullanıcıların dikkatlerini çekme ve gönderileri ardı ardına okumalarını sağlama ihtimalleri daha fazladır. Bu yüzden bu formatta bir site ile yola çıkarsanız en baştan kazanmış olabilirsiniz.
2) İlgili Gönderilere Bağlantılar
İlk gönderiyi okuduktan sonra kullanıcıların okuyacakları başka bir gönderi yoksa bir kaçak bulmuş oldunuz. İnsanlar yazının sonuna ulaştıklarında ne yapıyor, çıkış mı yapıyorlar? Bunları bir irdeleyin. Eğer hemen çıkıyorlarsa şunlara bir göz atmanız gerekecektir: gönderilerinizin içinde ilgili bağlantılar olduğundan, kategorilere bağlantı olduğundan ve okuyucularınızın bir yerlere gitmesini sağlayacak ilgili gönderiler olduğundan emin olun.
3) İçeriğin Okuyucularınız İle Bağlantılı Olması
Sitenize ideal okuyucunuz geldiğinde istediklerini alabiliyorlar mı? Eğer akışı geliştirmek ve blogunuza para kazandırmak istiyorsanız, yapılacaklar listenizde okuyucularınızın işine yarayacak içeriklere odaklanmak en başta yer almalıdır. Eğer emin değilseniz, TypeForm kullanarak okuyucu anketi hazırlayın ve onlara sorun!
Arama trafiği sonuçlarınızı Google Analytics ile inceleyin. Sitenizi ziyaret eden insanların aradıkları gerçekten sizin paylaştıklarınız mı? İnsanlar hangi kelimeleri arayıp hangi sayfalarınıza ulaşmışlar ve bu sayfalarda ne kadar vakit geçirmişler, kaç sayfa görüntülemişler? Eğer belli bir sorgudan gelen kişiler sürekli çıkış yapmışlarsa burada bir sorun var demektir. Unutmayın ki kullandığınız anahtar kelimeler ve sözcük öbekleri kaliteli bir trafik oluşturuyorsa arama motoru trafiği sadece bu durumda iyidir. Diğer türlü arama trafiği sitenize zarar verecektir, hemen çıkma oranları yüzünden.
4) Basit ve Kolay Tasarım, Navigasyon
Okuyucularınız sitenizi ilk ziyaret ettiklerinde ve bir gönderiyi okuduktan sonra gerçekten ne aradığını düşünün. Okuyucularınıza her şeyi tek bir seferde göstermenize ve söylemenize gerek yok.
En önemli ve en değerli olanları göz önünde tutun ve diğer her şeyi ( eğer gerekliyse) biraz daha arka planda tutun.
Tasarımınız akışa yön vermeli ve okuyucuların satış kanalınızda adım adım gezinmelerini sağlamalıdır. Bir şey satmıyorsanız bile aynı temayı okuyucularınızın sizi Twitter’dan takip etmesi veya blogunuza abone olması için başlangıç noktası olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca hareket eden her şeyi kaldırın. Pop-up’lar, otomatik oynayan videolar, sitenizin yönünü değiştiren veya kullanıcı gönderileri okumaya çalışırken dikkatini dağıtan şeyler devasa şekilde rahatsız edicidir.
5) Responsive Tasarım
Responsive tasarım, sadece Google’ın mobil dostu sitelere daha yüksek sıralama verdiği için önemli değil aynı zamanda kullanıcıların siteyi terk etmelerinin de en büyük kaynağı olabilir.
Kendinize şu soruyu sorun. Mobilde blogunuzu okumak ne kadar kolay? Eğer kullanıcının sitenizi yeniden boyutlandırması ve hepsini hızlıca kaydırması gerekirse, ilk gönderiyi okurken bu kadar zorluk çektiği için ikinci gönderiyi okumak için uğraşmayacaktır.
6) Temiz Başlıklar ve Açıklamalar Hazırlayın
Arama motorları gönderilerinizin title ve açıklamalarını çektiği için, temiz görünümlü ve özetleyici title ve açıklamalar kullanın. Böylece kullanıcının aradığı bilgiyi kullanıcıya sağlama olasılığınız daha yüksek olacaktır. Aradıklarını bulan kullanıcıların da sitenizde dolaşmaya devam etme olasılığı daha yüksek olacaktır.
7) Açılmayan sayfalar
Kullanıcılar sitenizdeki belirli bir sayfadan sonra ayrılıyor mu? Kenar çubuğu veya iç bağlantıları olmayan sayfalar kullanıcılar için tam anlamıyla bir çıkmaz sokaktır.
Örneğin bir kullanıcı sitenize geldi, gömlek kategorisine girdi. Sonrasında erkek gömleklerine ve renk seçeneklerine kadar ilerledi. Fakat geri dönmek istediğinde bir navigasyon bulamadı. Tekrar başa mı sarar? Hayır çıkar gider…
8) Yavaş Bir Site
Yüksek ihtimal bunu zaten biliyorsunuz ama internet hayatımıza girdiğinden beri insanlar büyük ölçüde sabırsız hale geldi. İçerikleri hemen görüntülemek istiyorlar, bu yüzden eğer sitenizin yüklemesi birkaç saniyeden fazla sürüyorsa elekten geçirir gibi ziyaretçilerinizi kaybediyor olabilirsiniz.
Sitenizin yavaşlamasına sebep olan şeyler: Büyük görseller, video, gömülü medya (Youtube videoları), tonlarca eklenti, javascript, verimsiz veya gerekli olmayan kodlar, slayt gösterileri, flash, hatalı bağlantılar, görüntü boyutlarının ayarlanmamış olması. Eğer WordPress kullanıcısı iseniz, GZİp, Ninja Speed Compression ve W3 Total Cache ‘ı öneriyorum.
9) Harekete Geçirmek (Çünkü Sen Çok İyisin)
Madalyonun diğer yüzünde- içeriğin ve internet sitenizin tasarımı sayfanızı ziyaret eden kullanıcılar için çok iyi olabilir, ihtiyaçları olanı tam anlamıyla ve ikinci tıklamaya gerek kalmadan bulabilirler. Eğer böyle ise sitenizde daha fazla vakit geçirmeleri için her bir gönderinin sonunda kaçırdıkları için deliye dönecekleri, büyük, cazip, kaçınılmaz fırsatlar sunduğunuza emin olun.
Hemen çıkma oranlarınızı düşürmek ve hedef kitlenizle daha verimli bağlantı kurabilmek için bu yöntemleri düzenli olarak gözden geçirin ve uygulamaya çalışın. Hemen çıkma oranınız %95 ise hemen endişelenmeyin, hala müşterileriniz rezervasyon yaptırıyorsa, satış gerçekleştiriyorsanız ve takipçi kazanıyorsanız muhtemelen bu işi gayet iyi yapıyorsunuzdur.
Paylaşım ve detaylı bilgiler için teşekkürler…
Makale ilgi uyandırıcı bir başlıkta yazılmış emek harcamışsınız yazarken, ancak bu makale de ki en önemli ara başlık şu olmalı, Google bir sitenin hemen çıkma oranını neye göre hesaplar, yani şöyle düşünün ben sizin makalenizi okudum bazı kısımlarını okumadan bir sonraki alt başlığa geçtim, şimdi bu sizin için iyi bir çıkma oranımı oldu yoksa kötümü, bir sayfanın okumadan çıkılma yada az okunması yada çok okunması google bunu neye göre hesaplar ? hangi zaman dilimine göre kıyaslama yapar ? Zor soru Bunun cevabını verebilir misiniz ?
makalede de belirtildiği gibi bir sayfada ister 1 saat durun ister 1 dakika diğer sayfaya geçmediğiniz için bu hemen çıkma olarak kabul edilir. Burada önemli olan bulunulan sayfanın dışında başka bir sayfayı da ziyaret etmektir. Eğer ziyaretçi bir sayfadan farklı bir sayfaya da uğruyor ise bu hemen çıkma olarak nitelendirilmez. Mesela bu yazıdan sonra farklı bir sayfa ziyaret etmediyseniz hemen çıkma hanemize işlemiş oluyor 🙂
Yazı oldukça bilgi dolu. Ama bu hemen çıkma oranlarının sektörel olarak oldukça farklılık gösterdiğine inanıyorum. Ek olarak site içerisinde dolaşan insanların artık internette takip edildiğin hissini yaratan cart diye çıkan mesajlar, baktığı ürünlerin Google tarafından yeniden karşısına getirilmesi filan ürkütücü olmaya başladı.
Sizden ricam iyi örnekler değil de, kötü örnekleri bizler için yeni bir yazıda gösterebilir misiniz?