Yalın Düşünce Nedir?
Yalın Düşünce
Düşünce sisteminin sade ve basit olması şeklinde ifade edilen yalın düşünce, günümüzde firmalar tarafından sıklıkla tercih edilir ve sağladığı pek çok avantajdan maksimum seviyede yarar sağlanır. Genel olarak Toyota otomobil fabrikasının üretim sürecinde işleyişin dayandığı prensipleri ifade etme konusunda kullanıldığı için adından bahsettiren yalın düşünce, firmaların çok daha sade bir sistem uygulayarak maliyetten tasarruf etmesine yardımcı olur.
Çok daha az israfın ve kaybın yaşanmasına imkân tanıyan bu düşünce modeli;
- Satın alma,
- Üretim,
- Sevkiyat,
- Satış,
- Satış sonrası, gibi süreçlerde firmanın çok daha başarılı sonuçlar elde ederek verimli bir sistem oluşturmasına katkıda bulunur.
Yalın Düşünce Sisteminin İlk Kez Ortaya Çıkışı
1930’lu yılların sonlarında kurulan Toyota, Ford otomobil fabrikasının kurucusu olan Henry Ford’un kitlesel üretim sistemiyle yönlendirilirken 1950’li yıllarda Japonlar sürekli üretim bandının uygulandığı bu yönetim sistemini verimli bulmadığı için bu konuda değişikliğe gitmeye karar vermişlerdir. Japonya’nın bulunduğu koşullar onları bu kararı verme konusunda teşvik etmiştir.
Böylece çok daha sade ve basit bir düşünce sistemi olarak yalın düşünce sistemi ortaya çıkmıştır. Bu noktada bu düşünce modelinin teknolojik bir yenilik olmadığı, aksine modelinin aslında oldukça köklü olduğu anlaşılır. Çok sayıda firma bu düşünce sistemini uzun yıllar boyunca kullanarak çok daha güçlü ve verimli hale gelmiştir. Kısacası yalın düşünce mevcut durumu basite indirgeyerek işin özünün kavranması modeli olarak açıklanabilir.
Yalın Düşünce Sistemi Hangi Amaçla Uygulanır?
Günümüzde firmaların birçoğu ya Ford’un seri üretim sistemini tercih eder ya da Toyota’nın yalın düşünce modeline sistemlerinde yer verir. Bu noktada Toyota markasıyla özdeşleşen yalın düşünce sistemi pek çok farklı amaçla uygulanır.
Bunlar kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Doğal prensiplerle uyumlu olarak hizmetlerin ya da ürünlerin pazara sunulması,
- Mümkün olan en az maliyetle sürecin gerçekleştirilmesi,
- İnsanların ulaşabileceği ya da alabileceği ürünlerin oluşturulması,
- Sistemdeki hataların minimize edilmesi,
- Hedef kitlenin istekleri ve talepleri doğrultusunda net verilerin elde edilmesi,
- Sektörde rakiplerin önüne geçilmesi için ne yapılması gerektiğinin belirlenmesi,
- Sürekli değişen beklentilerin takip edilmesi,
- Taleplere bağlı olarak üretim bandında yer alan ürünlerin değişiklik göstermesidir.
Bütün bu amaçlar doğrultusunda çalışmalar yapılarak firmanın içinde bulunduğu pazardan çok daha büyük pay alması sağlanır. Bu sistem sadece üretim departmanında uygulanmaz. Aynı zamanda insan kaynakları, pazarlama, satış ve muhasebe gibi alanlarda da rahatlıkla yalın düşünce modeli tercih edilebilir.
Yalın Düşünce Sisteminin Temel İlkeleri Nelerdir?
Günümüzde en çok tercih edilen sistemlerden biri olan yalın düşünce, temel olarak beş farklı ilkeden oluşur. Bunlar;
- Değer,
- Değer akışı
- Sürekli akış
- Sürekli çekme
- Mükemmellik, şeklindedir.
Değer genel olarak pazarda yer alan potansiyel müşterilerin ödediği ücret karşılığında belirli bir faydayı kendilerinde görme noktası olarak ifade edilebilir. Bu nedenle firmaların her biri kendi çatısı altında farklı amaçlara yönelik değer üretir.
Yalın düşünce modelinde bu değeri belirleyen faktör ise hedef kitledir. Yani değere odaklanan yalın düşünce modeline uygun hareket edilerek değer üretici tarafından oluşturularak değerin mükemmel haline gelmesi sağlanır. Bu sistem sayesinde değere odaklanan firmalar çok daha hızlı üretim gerçekleştirir ve maksimum verim ortaya çıkarır. Aynı zamanda israflardan alınmış bir üretim süreci gerçekleştirir.
Yalın Düşünce Sisteminin Firmalara Katkısı Nedir?
Yalın düşünce sistemi günümüzde pek çok farklı alanda kullanılır. Özellikle yönetim danışmanlığı projelerinde sıklıkla kendini gösteren bu modeli uygulayan firmalar genel olarak;
- Üretim firması,
- Hizmet firması olarak iki farklı grupta ele alınır.
Üretim firmaları yalın düşünce sistemini uygulandığında nasıl olsa müşteri gelir ve ürünleri satın alır düşüncesiyle seri üretim gerçekleştirilmez. Aksine sipariş üzerine üretim yapılarak hareket edilir. Çünkü üretim süreci kapsamında pek çok masrafın oluşması kaçınılmazdır. Bu ürünlerin satılmaması demek bu tür masraflar için yapılan ödemelerin aksaması anlamına gelir.
Stok oluşturmak yerine sipariş odaklı yapılan üretim ise müşterinin ihtiyacı olanı üretmek ve üretilenin anında satılması demek olur. Bu sayede çok daha verimli bir sürecin oluşması sağlanır. Bu nedenle günümüzde çoğu firma seri üretimle stok yapmak yerine yalın düşünce modeline uyarak hareket etmeyi tercih eder.