COVID-19 Karantina Sürecinin 17 Pozitif Etkisi
İşte Bazı Perakende Yöneticilerinin ve Uzmanlarının Bizimle Paylaştıklarını Sizinle Paylaşıyoruz
Perakende piyasasını düşündüğümüzde parıldamak yerine iç karartıcı diyebiliriz. COVID-19 pandemisi sebebiyle yaşanan karantina süreci, zaruri ihtiyaçları sağlayan perakendeciler dışında kalanlar (özellikle küçük işletmeler) üzerinde yıkıcı bir etki yarattı ve birçok mağazanın kapanmasına (örn. Zara mağazalarının %16’sı kapatıldı) ve işten çıkarmalara neden oldu. Ve sonuç olarak büyük ve küçük tüm şirketler dijitalleşme çalışmalarını hızlandırdı, e-ticaret kanallarını geliştirdi veya müşterileriyle iletişimde kalmak için iki kat çaba harcadı.
Yine de, rakamlara bakarsak, ellerinden gelen ancak buydu. Örneğin, İngiltere’deki şirketlerin üçte ikisi, CBI anketine göre, COVID-19 karantinasının ekonomik krizden beri satışlar rakamlarında gördükleri en büyük darbe olduğunu söylüyor.
Bu kötü mü? Evet kötü. Fakat koronavirüs konusunda pek bir şey değiştiremediğimiz için hikayenin yönünü değiştirmek ve bu yazıda karantinanın yarattığı fırsatlara odaklanmak istiyoruz.
Perakende firmalarına daha fazla ilham vermek için perakende yöneticilerine, müdürlerine, başkan yardımcılarına ve danışmanlarına tek bir soru sorduk:
İki aydır devam eden karantinanın perakende sektörü ve / veya işiniz üzerindeki en büyük olumlu etkisi nedir? Buyrun onlardan dinleyelim.
1. Ani hızlanma ve davranış değişikliği
Mevcutta dikkate alınan trendler hızlandı ve bu ivme bizi yıllar olmasa da en azından birkaç ay ileri götürdü. En doygun pazarlarda bile yeni kullanıcıların online alışveriş kitlesine girdiğini gözlemledik; dijital kullanıma alışık kullanıcıların ise yeni kategorilerde alışveriş yapmayı denediklerini gördük. Örneğin, yalnızca eBay’de, VR gözlük setlerinde yüzde altı yüz büyüme kaydettik.
Bunun bir çeşit dişli çark olduğuna inanıyorum – insanlar market alışverişinden spor malzemelerine kadar her şeyi çevrimiçi sitelerde veya uygulamalarda satın alma konusunda rahat hissetme eşiğini geçtikten sonra geri dönmeyecekler. Bu davranışsal bir değişikliktir.
Sosyal izolasyon kısıtlamaları hafiflemeye başlayan ülkelerde mağaza alışkanlıklarının geri dönüşüne dair birkaç olumlu sinyaller de var. Aynı zamanda, pandeminin daha önce nüfuz edilmemiş e-ticaret kullanıcı tabanını ortaya çıkarmasını izlemek de ilginç. Ve bu ortaya çıkan müşteri tabanında ne kadarının panikle yapılan ya da tek seçenek zorunluluğundan dolayı yapılan alışverişten, alışkanlık oluşturan bir davranışa dönüştüğünü gözlemlemek de.
Bir yönetici olarak ve tamamıyla uzaktan çalışan ekipleri hiç yönetmemiş biri olarak, salgının beni ekip üyelerime, onların bireysel hayatlarına ve başarılı olmaları için onlara nasıl yardımcı olabileceğim konusuna karşı daha empatik hale getirdiğini düşünüyorum.
Çoğu kriz bununla beraber fırsatları da beraberinde getirir ve perakende sektöründe müspet bir netice yaşandığını belirtebilirim. Perakende liderleri dijital dönüşüm çalışmalarına hız veriyor ve online satışlarını ikiye katlıyorlar. Tıkla & Gel Al, kaldırım kenarından teslimat ve eve temassız teslim gibi daha fazla teslimat seçeneği de sunuyorlar.
Planlanması ve yürütülmesi yıllar alacak birçok proje artık MVP aşamasına gelir, test edilir ve birkaç hafta içinde ölçeklenir oldu. Umarım deneyimlediğimiz MVP zihniyeti kalıcı olur ve sektörde daha cesur hamleler görebiliriz.
Karantina, perakende sektöründe dijital dönüşümün gerçek bir katalizörü olarak işlev gördü. Pandemiden önce, pek çok perakende şirketi omnichannel yerine süreçlerin geleneksel ve fiziksel alanlarına odaklanıyordu.
Artık tüm müşterilerin beklentileri çok yüksek. Yani sadece pazara ayak uydurmak artık yetmiyor. Başarılı olmak isteyen perakendecilerin pazarın bir adım önünde olması gerekiyor.
Artık olay sadece bir e-ticaret sitesi açmak değil, aynı zaman mobil ticaret, mobil uygulama, kolay ödeme, kolay teslimat ve rahat iade koşulları sunmak gerekiyor. Piyasada var olan çıta, 3 ay öncesine kıyasla bile çok yüksek. Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
Marek Jużak, Hesap Yönetimi APAC (Asya ve Pasifik) Başkanı, RTB House
Karantina, birçok geleneksel işletmenin dijital dönüşüm sürecini hızlandırdı ve bu zaten eninde sonunda olacak bir şeydi. Sektör mecburi olarak bu sürece hızla uyum sağladı, ancak sunulan kolaylık sebebiyle bu yolda ilerlemeye devam ediyor. Kişisel olarak benim gördüğüm en büyük pozitif etki çoğu insanla benzer – uzun vadede bakarsak, daha geniş bir ürün ve hizmete daha kolay ve sorunsuz bir şekilde erişmek mümkün hale geldi.
2. Bazı iş modelleri başarısız oldu, bazıları başarılı sonuçlar aldı
Mirco Pasqualini, Stratejik ve İnovasyon Tasarım Başkan Yardımcısı, Originate
Tasarım bakış açısıyla bakarsak, nasıl inşa ettiğiniz her zaman ne yaptığınızdan daha önemlidir, nihai sonucun ve yenilik yapmanın değerini belirler. Perakende sektöründe yaşanan bu iki aylık karantina, işte bu farkı anlamamızı sağladı.
Bazı iş modellerinin sürece cevap verirken nasıl başarısız olduğu herkes tarafından gözle görüldü, öte yandan başarılı olan firmalar ise sadece uyum sağlamakla kalmadı, işlerini büyütebildi. İşlerini büyütenler için dijital ve fizikselin ayrı hususlar olmadığı, çok kanallı müşteri deneyiminin ortak payda olarak belirleyen entegre ve bütünsel bir yaklaşıma sahip pazar modeli yeni iş yapış tarzı haline geldi.
Kişisel hayatlarımız ve karantinanın sebep olduğu ekonomik belirsizliklere rağmen, deneyimlenen pozitif sonuç, perakende sektörünün geleceğinin hangi yönde ilerlediğini net bir şekilde belirtmek oldu.
Maximilian Jansen, Kurucu Ortak, Theywillnotice
Perakende sektörü artık kalıpların dışına çıkmak zorunda – perakende sektöründeki dijital yıkım hali hazırda devam ediyordu, ancak şimdi tüm seviyelerdeki çalışanlar krizin risklerini anladı.
Bu yüzden herkes müşterileri ile etkileşim kurmak için yeni konseptler ve yeni yöntemler üzerinde düşünmeye başladı. Örneğin yeni koleksiyonlarını göstermek için Instagram hikayeleri ya da önemli müşteriler ile direkt Whatsapp üzerinden iletişime geçmek gibi.
Bunlar elbette bir devrim niteliğinde değil ancak perakende ekiplerinin nasıl bir seviyede hizmet vermesi gerektiğini gözler önüne seriyor.
3. E-ticaret “şimdi yeni moda”
Kinga Stanisławska, Kurucu Ortak, Experior
Daha yaşlı müşteri kitlesinde e-ticarete geçiş, X jenerasyonun giderek dijitalleşmesinin bir örneğidir. Ve halihazırda yerleşmiş bir çevrimiçi varlığı olan perakendecilere önceden geleneksel yöntemlerle alışveriş yapan bu kitleye, yeni müşteriler olarak ulaşma fırsatı sunar.
Ev dekorasyonu sektöründe çevrimiçi varlıklarına hiç yatırım yapmamış veya çok az yatırım yapan birçok geleneksel firma için büyük bir devrim süreci bekliyor. Artık dijitalleşme yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor, yoksa uzun vadede ayakta kalmaları çok mümkün görünmüyor. Ev dekorasyonu sektörü evden çalışma süreci ile giderek büyüyen çevrimiçi segmentlerden biridir. Tamamen çevrimiçi ortama adapte olmuş bir ev mobilyası firması başarı öyküsü TYLKO’ya ait.
Christos Fragakis, efood şirketinde Satış Operasyon Müdürü
Karantina sırasında, herkes günlük ihtiyaçları için çevrimiçi alışverişe yönelmeye başladı (örneğin, market alışverişi). Daha önce hiç online sipariş deneyimi olmayan kişiler onları kullanmaya başladı çünkü mevcut süreçlerdeki küçük düzenlemeler (temassız teslimat veya ödeme gibi), online alışverişi her zamankinden daha güvenli hale getirdi.
Virüsün bulaşma ihtimalinin yol açtığı korku her ne kadar ilk günlerde gıda teslimatı pazarında bir düşüşe yol açsa da, kısa bir süre ardından ve teslimat prosedürlerinde yapılan birkaç düzenlemeden sonra, diğer sektörlerin hayatta kalmak için çabaladığını da düşünürsek siparişlerin hacmi normale döndü diyebiliriz.
Henry Ngan, Kurucu, HHN Capital
Fiziksel mağazalardan alışveriş yapma alışkanlıkları, COVID-19 nedeniyle gerçek anlamda durma noktasına geldi. Çevrimiçi perakendeciliği öğrendik ve benimsemek zorunda kaldık. Yine de fiziksel mağazalara sahip olmanın genel anlamda çoklu kanal deneyimi için önemli olduğuna inanıyorum (sınırlı sayıda ve sadece belirli konumlarda olursa) ancak çevrimiçi satışın dönemi daha yeni başladı.
Monika Brzóska, DISAIN Consulting şirketinde Proje Müdürü, CEO
COVID-19 salgınının neden olduğu pozitif etkilerden biri, şirketlerde uzun süredir devam eden süreçlerin ani bir şekilde hız kazanmasıdır. Örnek olarak sürüncemede kalmış e-ticaret projelerinin hayata geçirilmesi ya da e-ticaret süreçlerini destekleyecek lojistik projelerinin geliştirilmesi verilebilir. Sayısallaşma sayesinde şirketler, önemli ölçüde hızlandırılmış bir dönüşüm süreci yaşıyor.
4. Yeniden düzenlenen öncelikler, yeniden tanımlanan kişisel hedefler ve yaşam tarzı dönemi
Tomasz Chłodecki, CEO, Justtag Group
Perakende sektöründe gözlemlediğim etki çevrimdışı ortama dair davranışsal verilerin çevrimiçi pazarlama çalışmalarında satışları nasıl artırabileceğine dair giderek büyüyen farkındalık.
Benim işimde gördüğüm etki ise yeniden düzenlenmiş öncelikler oldu. Şirketin geleceğine gerçek anlamda katkı sağlayacak projelere odaklanmak ve geri kalan her şeyi öncelik listesinden çıkarmak.
Mosaab Khalil, Kategori Yöneticisi, Delivery Hero
Karantina sürecini önceliklerimizi gözden geçirmek, veri tabanımızı temizlemek, önceden planlama yapmak, bazı geciken işleri tamamlamak ve karantina sonrası yeni yaşama hazırlanmak için kullandık.
7/24 çalışmanızı isteyen bir işte olmak streslidir ve çalışanları yaratıcı ve yenilikçi olmaktan uzaklaştırır. Böyle bir ara verme oldukça nadir görülür ve bundan yararlananlar çok şey kazanacak ve her zaman rakiplerinden bir adım önde olacaktır.
Kuveyt’te, işe daha yeni geri döndük bu sebeple karantina sürecinde gösterdiğimiz çabaların etkisi henüz görülmedi.
Piotr Kruszyński, PizzaPortal CEO’su
PizzaPortal.pl’de, mart ayı ortasında tamamen evden çalışmaya geçtik. Bazı departmanlar daha önce de şartları görece daha esnek olduğu için sorunsuz bir geçiş yaptı ancak bu süreç bazıları için mevcut yapı sebebiyle(ofiste çalışmaya adanmış olmak) daha zorlu oldu.
Kişisel olarak, bu ani değişim yüzünden hiçbir işin aslında tehlikeye girmiyor oluşu beni şaşırttı. Daha önce hiç uzaktan çalışmamış departmanlar bile oldukça iyi performans gösteriyor ve tüm SLA’leri ve KPI’ları tutturuyorlardı.
Benim fikrimi sorarsanız, bu durum üretkenliğin sadece ofis ortamında geçirilen saatlere göre belirlendiği genel görüşe karşı çıkan güçlü bir argüman. Ayrıca bu çalışan memnuniyetini de artırıyor.
Damian Przybyła, Kurucu, Laka
Kullandığımız araçları ve mevcut hedeflerimizi yeniden tanımlamak için bir fırsattı. Projelerimizi yeni duruma adapte etmemiz gerekiyordu ve onları ürünler olarak düşünmek yerine onları daha erişilebilir kılacak farklı kanallardan (çevrimiçi olanlar dahil) dağıtılabilecek değerler olarak görmeyi tercih ettik.
Bu durum bana Nassim Nicholas Taleb tarafından ortaya atılan “Siyah Kuğular” ve “Kırılgan Olmama” kavramlarını hatırlattı. Belirsizlikten ve sonucu belli olmayan olaylardan beslendiklerini düşünerek faaliyetlerinizi “ne tür ürünler veya hizmetler ‘kırılgan olmaz?’ diye değerlendirmek mantıklı olacaktır.
Conor Heffernan, Ürün Yöneticisi, Edge by Ascential
COVID-19’un etkileri, gelecek birkaç çeyrek veya yıl boyunca hala hissedilecek. Hızlı tüketim ürünleri sektörü için şu an ulaşılabilirlik çok önemli. Ulaşılabilirlik sorunları, COVID-19’un ortaya çıkardığı büyüme fırsatlarına zarar veriyor: çevrimiçi alışveriş ve tıkla ve gel al. Şimdi senkronize pazarlama ve lojistik her zamankinden daha önemli.
Şimdi herkes evden çalışmayı gerçek hayatta deneyimledi. Bu deneyim iş tanımlarını, hayat tarzını ve istihdamı yeniden tanımlayacak ve maaşlar sadece birkaç şehirdeki kira fiyatlarına göre belirlenmeyecek ve günümüzün yetenekleri aile hayat tarzına yönelik önü açılan bu fırsatları benimseyecek.
İş için seyahat etmem gerekmemesini gayet sevdim. Son iki ay içinde beş kıtadan farklı meslektaşlarım ve müşterilerimle görüntülü görüşmeler yaptım (ve çoğunda çocuklarını gördüm veya seslerini duydum 🙂
Eğer kendi hikayenizi paylaşmak isterseniz, bize .yorum yaparak iletebilirsiniz.